İmmün sistem (bağışıklık sistemi), bizi her türlü enfeksiyonlar (bakteri, virüsler ve parazitler gibi) ve vücudumuza giren yabancı her maddeye (polenler, kan nakli, organ nakli gibi) karşı koruyan bir savunma sistemidir. Bağışıklık sistemi hücreleri (T ve B lenfositler, lökositler, doğal öldürücü hücreler, monositler, eozinofiller, bazofiller) ve bazı moleküllerden (immünglobulinler, komplemanlar gibi) oluşur. Bağışıklık sistemi hücreleri, kendi dokusunu tanır (self=kendi) ve selfe tolerans gösterirler. Bu eğitimi kemik iliği ve timusta bezinde, henüz anne karnında oluşurken alırlar.
Bu aşamada oluşacak bir bozukluğa bağlı (genetik veya yapısal); kişinin bağışıklık sistemi hücrelerinin bir kısmı, kendi dokusunun bazı yapılarını tanımayıp, yabancı addetmeye başlar. Yani kendi dokusuna yabancı olup, reaksiyon vermeye başlar. Buna da oto-reaktif hücreler (otoimmün hücreler) denir. Yani bunlar, kendi dokusunu/hücresini tanımayan, onunla savaşan sapkın hücrelerdir. Bunu düşmanla savaşan ordunun içindeki bazı hainlerin, arada kendi vatandaşını da (tanımayıp) vurması, zarar vermesi olarak tanımlıyorum. Ancak bu sapkın (otoreaktif) hücrelerini kontrol altında tutan sağlıklı normal hücreler de vardır.
Çevresel faktörlerin etkisiyle (enfeksiyonlar, ağır stres, sigara kullanımı, mikrobiyata, vücuda yerleştirilen slikonlar, bazı kimyasallar gibi net olarak ortaya konulamayan ancak suçlanan faktörler) kontrol altında tutulan bu sapkın (otoreaktif) hücreler üzerindeki kontrol gevşer ve çoğalır; zamanla hastalık belirtileri oluşur. İşte self toleransın kaybolduğu duruma otoimmünite; buna bağlı hastalık gelişimine de otoimmün hastalık denir.
Otoimmün hastalık belli bir organa spesifik olabilir veya sistemik olabilir. Organa özgü otoimmün hastalıklara: otoimmün tiroidit (Hashimato tyroiditi), primer biliyer siroz, otoimmün hepatit, immün trombositopeni, pernisiyöz anemi gibi hastalıklar örnektir. Sistemik otoimmün hastalıklar, romatolojinin konusudur. Sistemik lupus eritematozus (kısaca lupus), romatoid artrit, polimiyozit, sistemik skleroz, ANCA ilişkili vaskülitler gibi birçok sistemik otoimmün hastalıklar, bu grupta yer alır.
Otoimmüniteyi göstermek amacıyla kanda ve dokuda bazı oto-antikorlar (kendine reaksiyon veren bağışık serum yapıları) bakılır. Ancak unutulmamalıdır ki; her otoantikor varlığı, eşittir otoimmün hastalık var demek değildir. Hastalığa ait diğer belirti ve bulgular da olmalıdır. Bu nedenle ANA testi veya RF testi pozitif çıktığında paniğe kapılmayın ve bir romatoloji uzmanına başvurun. Oto-antikorlardan bazılarına örnekler:
- RF=Romatoid Faktör: IgG’nnin Fc parçasına karşı gelişen oto-antikorlar
- ANA=Anti-Nükleer Antikor: Hücrenin çekirdek yapısında yer alan nükleer proteinlere karşı gelişen oto-antikorlar
- Anti-dsDNA=Anti-double strain DNA: hücre çekirdeğinde çift sarmallı DNA yapısına karşı gelişen oto-antikorlar
- ANCA=Anti Nötrofil Sitoplazmik Antikor: Beyaz kan hücrelerinden nötrofilin sitoplazmasında yer alan organellerine karşı gelişen oto-antikorlar
(Prof. Dr. Nuran Türkçapar, Güncelleme Mart-2022)