Romatizma hastalıkları olsun, kalp damar hastalıkları olsun veya herhangi bir hastalık olmasa da nasıl sağlıklı beslenirim sorusu ben dahil herkesin merak ettiği ve araştırdığı bir konu. Beslenme, en önemli çevresel faktör. İltihaplı romatizma hastalıkları, genetik olarak yatkın bireyde özellikle epigenetik faktörlerin (çevresel faktörler; beslenme, enfeksiyonlar, sigara ve diğer toksik maddeler) etkisiyle oluşur. Bir taraftan giderek artan rafine gıdalar, daha ucuza mal etmek veya daha uzun süre dayanmaları için katkı maddeleri içeren gıdalar gibi besinlerimizin içeriğiyle oynanırken, öte yandan gelişen teknolojiyle daha hareketsiz çalışma ortamları, sağlığımızı tehdit eder hale gelmiştir. İltihaplı romatizma hastaları, kalp damar hastalığı, diyabet, kanser, obezite (şişmanlık), enfeksiyon, kemik erimesi (osteoporoz) gibi hastalıklara normal popülasyona göre daha yatkındır. Bu nedenle beslenme konusunda sadece romatizma hastalığına değil, tüm bu hastalıkları da içerecek şekilde sağlıklı beslenme önerilerinde bulunmak istiyorum.
- Glütensiz beslenmeye çalışın. İltihaplı romatizma hastalıklarının çoğunluğunu otoimmün hastalıklar oluşturur. Otoimmün hastalıkları olanlarda, glüten içeren gıdalardan uzak durmanın, hastalığa ait belirtilerde belirgin iyileşme sağladığı gözlenmiştir. Gluten, vücutta inflamasyona katkıda bulunur, otoimmüniteyi şiddetlendirir ve ağrının daha fazla hissedilmesini sağlar. Çöliak hastalığı olmayan sağlıklı kişilerde de glütenin kesilmesi, gaz, şişkinlik ve ödem gibi yakınmaları azaltıyor. Bu durum gluten duyarlılığı olarak da tanımlanır. Glüten aslında prebiyotikdir ve tamamen zararlı kabul etmek yanlış olur. Ancak bunun nedeni günümüz tahıl ürünlerinin, atalık buğdaylar ve diğer tahıllara göre daha fazla bağışıklık sistemini uyaran (antijenik yapı oluşturan) gluten içermesinden kaynaklanıyor olabilir.
- Mikrobiyotanızda (özellikle ağız ve bağırsak floranızda) iyi bakterileri artıracak, Akdeniz tipi beslenme, Vegan beslenme, pesketaryen beslenme gibi size uyan bir beslenme edinin ve onlara maksimum uyum göstermeye çalışın.
- Eğer yüksek kolestreol seviyeniz varsa, Akdeniz tipi beslenmenin kolesterol ve tansiyon yüksekliğine yönelik düzenlenmiş olan, daha ‘light’ formu diyebileceğim ve Amerikan Kalp Cemiyetinin önerdiği DASH (Dietary Approaches to Stop Hypertansion) tipi beslenin.
- Kortizon kullandığınız dönemlerde, özellikle kortizon diyetinize uyun. Bu konudaki önerilere web ve youtube sitemde ayrıntılı yer verdim.
- Gut hastalığınız varsa, gut diyetine uyun. Web ve youtube sitemde ayrıntılı yer verdim.
- Osteoporozdan korunmak için; kalsiyum ve magnezyum içeriği zengin besinler tüketin. Magnezyum sitrat takviyesi (günlük magnezyum ihtiyacı 300-350mg/gün) beslenme durumunuza göre alabilirsiniz.
- Omega-3’ten zengin beslenin; inflamasyonu azaltır ve kas iskelet sistemi ağrılarına iyi gelir. Günlük omega-3 ihtiyacınız 500mg/gün. Haftada 2 balık ve keten tohumu, ceviz gibi besinler tüketiyorsanız ayrıca takviye almanıza gerek yok.
- Yeterli Vitamin D düzeyine sahip olduğunuzdan emin olun. Vitamin D reseptörleri, kas iskelet sistemi değil, immün hücreler (bağışıklık sistemi hücreleri) üzerinde de yer alır. Eksikliğinin giderilmesi ile immün modülatör (bağışıklık sisteminde düzenleyici) maddelerin salınmasında artış saptanmıştır. Kan vitamin D seviyenizi kontrol ettirin, eksikse yerine koyun ve bu düzeyi idame ettirin. Kan testiyle baktıracağınız ‘25 OH-vitamin D3’ sizin, vitamin D kan düzeyinizi yansıtır. Bunun 30-80ng/ml arasında olması istenir. Eğer 150ng/ml geçerse toksikasyon belirtileri gelişir.
- İltihaplı romatizma hastalarında, 16 saat açlık, 8 saatlik beslenmenin (aralıklı oruç) inflamasyon üzerine faydalı olduğu gösterilmiştir.
- Bol su tüketin. Günde sadece su olarak 2-3litre su tüketmeniz halinde gut hastalığında ürik asit veya kullandığınız romatizma ilaçlarının yıkım ürünleri, gibi birçok toksik (zararlı) maddenin rahatça atılmasını sağlayacaktır.
- Metotreksat kullandığınızda folik asit almayı ihmal etmeyin. Yine azotioprin gibi birçok immünsüpresif ilaç kullanımında da B ve kışın B+C vitamini almak faydalıdır.
- Eğer kan sulandırıcı kullanmıyorsanız, bitkisini (ekstresi değil) tüketmeniz şartıyla zencefil, zerdaçal, tarçın, keten tohumu gibi bitkiler tüketmeniz, inflamasyon ve ağrı üzerine olumlu etki sağlayacaktır. Ancak her aldığınız gıda takviyesi, bitki çayları vs doktorunuzla paylaşın ve onun da bu konuda görüşünü alın.
- Süt ve süt ürünlerinin iltihaplı romatizma hastalıkları üzerine olumsuz etkisi, kanıta dayalı tıpta (randomize kontrollü çalışmalarda) gösterilememiştir. Ancak romatoloji pratiğimde bazı kişilerde gösterilmiş laktoz intolaransı olmasa bile, süte daha duyarlı oldukları biliniyor. İnek sütü, çocuklarda alerjik etkilidir. Özellikle inek sütüyle egzaması olanların döküntülerinde artış olurken, keçi sütüne geçilmesiyle azalması örneğinde olduğu, bazı romatizma hastaları da benzer gözlemlerini aktarıyorlar. Bu gözlem tüm hastaları kapsamasa da inek sütü keçi sütü ve ondan yapılan peynir ve yoğurt gibi ürünlere geçilerek test edilebilir. Aslında süt, yoğurt veya peynir yapılırken mayalanınca, laktoz oranı da çok azalır. Ancak bazı laktoz intolaransı olanlarda peynir ve yoğurt tüketilirken de şikayetlere neden olabilir. Laktoz intolaransı durumunda laktozsuz süt ve onun ürünleri veya badem sütü gibi ürünler kullanmak en güvenli olandır.
Hareketli olun. Eklem hareket açıklığını koruyan egzersizler (pilates, yoga, reformer gibi), denge egzersizleri (Tai Chi gibi) veya hiç olmazsa her gün yarım saat yürüyün.
Romatizma hastalıkları dahil birçok hastalıkta mitokondrilerimizin de sağlıklı ve yeterli sayıda olması önemlidir. Mitokondriler hücre içi organellerden biridir ve enerji ihtiyacını karşılar. Onları daha sağlıklı tutmak ve sayısını artırmanın yolu; sağlıklı beslenme ve egzersizdir. Egzersiz olarak, özellikle aralıklı kalp hızınızı artırıp düşürdüğünüz (HIITs: High intensty interval trainings) egzersizler önerilir.
(Prof. Dr. Nuran Türkçapar, Güncelleme Mart-2022)